SUÇLULARDAN TEK TEK HESAP SORULANA, MADDİ, MANEVİ ZARARLARIMIZ TAZMİN EDİLENE KADAR MÜCADELEMİZ AYNI RUH VE KARARLILIKLA DEVAM EDECEKTİR
Bugün 3 Temmuz 2024. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün, hayatına kast edilen, o kara günün üzerinden bugüne kadar tam 13 uzun yıl geçti. 3 Temmuz 2011’de başlayan ceza davası ile ilgili süreç, 20.12.2021 tarihinde Fenerbahçe hakkında verilen beraat kararlarının Yargıtay tarafından onanması ile neticelendi. Bu kumpası kuran, FETÖ mensubu hakim, savcı ve emniyet mensuplarının bir bölümü firardalar. Bir bölümü ise bugün yargı önünde Fenerbahçe Spor Kulübü’ne kurdukları kumpasın hesabını veriyorlar. Sürecin Kulübümüze vermiş olduğu zararların tazmini talebi ile açılan davalar ise halen derdest. Sizlere aşağıda sıraladığımız 3 Temmuz kumpasına dair 3 soruyu ve bu 3 sorunun cevabını asla unutmayın.
1.-Neden Fenerbahçe Spor Kulübü, bu karanlık yapı tarafından hedef alındı?
Çünkü Fenerbahçe Spor Kulübü, Türkiye’nin en büyük spor kulübü ve aynı zamanda en büyük sivil toplum kuruluşu. Çağdaş, modern, Atatürkçü. Daima devletinin yanında ve milletinin emrinde. 2011 yılına gelindiğinde, sportif rekabette rakipleri ile arasındaki farkı açmış. Aynı sezonda 5 spor dalında hem erkeklerde hem kadınlarda şampiyon olmuş. 28 Nisan 2011 tarihinde 2 milyar 500 milyon TL gibi muazzam bir piyasa değerine ulaşmıştı. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün piyasa değeri en yakın rakibi Galatasaray’dan 1 milyar 400 milyon TL daha fazlaydı. Deloitte’un araştırmasında, dünyanın en zengin 20 futbol takımı arasında gösterilmekteydi. Futbol otoritelerine göre kadro gücü, yeni sezon transfer planlaması ile ligi ezeli rakiplerinin önünde Türk futbolunu yıllarca domine etmesi, katılacağı UEFA Şampiyonlar Ligi gelirleri ile rakipleri ile arasında mevcut bulunan ekonomik farkı daha da büyütmesi kaçınılmazdı. 3 Temmuz 2011’den sonra Fenerbahçe’nin ligde sadece bir kez şampiyon olduğu göz önünde bulundurulduğunda FETÖ’nün Fenerbahçe’nin sportif ve buna bağlı ekonomik yükselişini nasıl durdurduğu buna karşın rakiplerinin elde ettikleri sportif başarılar ile Fenerbahçe Spor Kulübü ile aradaki muazzam ekonomik farkı kapamış oldukları anlaşılacaktır. Fenerbahçe’nin bu karanlık yapının hedefi olmasının sebeplerinin bunlar olduğu tartışmasız bir şekilde görülmektedir. Asla unutmayın. Fenerbahçe Spor Kulübü’ne kurulan kumpasın bir mağduru olduğu gibi bu kumpastan istifade edenlerde olmuştur. Bu bir gerçektir.
2.-Fenerbahçe Spor Kulübü, bu karanlık yapıya karşı giriştiği mücadeleden nasıl zaferle çıkabildi?
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı, yöneticileri, çalışanları, sporcuları ve taraftarlarıyla bu karanlık yapıya karşı tek vücut oldu. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde birlik ve beraberlik içinde bu illegal yapıyla mücadele etti. Milli orduyu esir eden, ülkenin demokrat gazetecilerini, bilim adamlarını, aydınlarını Silivri Zindanına hapseden, yargıyı, emniyeti kendi çıkarları için araçsallaştıran bu karanlık yapı ilk kez Fenerbahçe camiası tarafından örülen Sarı-Lacivert duvara çarptı ve geri çekilmek zorunda kaldı. Beşiktaş Adliyesi önünde yakılan direniş kıvılcımı, Metris’te, Silivri’de, Çağlayan’da, Cadde’de, Topuk Yaylası’nda, Anıtkabir’de ülkenin tamamına yayılan bir ateşe dönüştü. Yılbaşında, bayramda, Babalar Günü’nde, iddianame okunurken, duruşmalar devam ederken, mahkumiyet hükümleri kurulurken, Yargıtay aşamasında, yeniden yargılamada, beraat hükümleri okunurken, kumpas failleri hesap verirken bu camia hep bir arada ve tek vücut halinde oradaydı. Günlerce, aylarca süren medyanın karalama, suçlu ilan etme gayretine karşı direnen de çocuklarının gözyaşını silerek onları okula gönderip, seyircisiz maçta tribünleri dolduran da bu camianın mensuplarıydı. Coplanan, orantısız polis şiddetine maruz kalan, çoluk çocuk denmeden üzerlerine göz yaşartıcı gaz sıkılan, her biri potansiyel terörist ilan edilen de bu camianın mensuplarıydı. Bu zulüm yıllarca yaşandı. Ama Fenerbahçe camiası bu mücadele sırasında ulu çınarın tek bir yaprağından bile vazgeçmedi. Bedel ödedi ama kendine ait olanı vermedi.
3.-Fenerbahçe Spor Kulübü sürecin sonunda beraat etti. Tazminat davaları devam ediyor. Kumpası kuranlar yargı önünde hesap veriyor. Peki, FETÖ amacından vazgeçti mi?
FETÖ asla Fenerbahçe Spor Kulübü’ne karşı olan mücadelesinden vazgeçemedi. Aldığı yenilginin rövanşını almanın peşinde. Bunun için de en uygun ortamın oluşmasını bekliyor. Bu ortamın oluşması için mücadele veriyor. Türkiye’de mevcut futbol iklimi bu yapı tarafından her geçen gün daha fazla kirletiliyor. Fenerbahçe Spor Kulübü, rakiplerinden farklı olarak sadece saha içinde değil saha dışında da mücadele veriyor. Hata boyutunu aşan, sistematik hale gelen, hakem ve TFF kararları nedense hep Fenerbahçe’ye karşı oluyor. Rakiplerimiz saha dışında ekonomik olarak korunup, kollanırken, himaye görürken Fenerbahçe Spor Kulübü camiasının gücü ile ekonomisini büyütüyor. Türkiye’nin tüm kurumlarında FETÖ temizliği yapılmışken, nedense sadece Türkiye Futbol Federasyonu bu temizlikten sıyrılabiliyor. Basında nedense hep Fenerbahçe Spor Kulübü, başkanı ve yöneticileri ile sporcuları olumsuz spekülatif haberlerin aktörü, konusu oluyor. Rakipler hiçbir olumsuz haberin aktörü de konusu da olmuyor.
NE YAPMAK GEREKİYOR?
Şartlar ne olursa olsun birlik, beraberlik peşinde olmak, tek vücut halinde, daima 3 Temmuz ruhu ile hareket etmek gerekiyor. Bunun için hepimiz birlik ve beraberlik içinde olalım. Kazanmak için mücadeleden vazgeçmeyelim. Hiçbir şey uğruna sahip olduğumuz yüksek ilkelerimizden ve Fenerbahçe duruşumuzdan vazgeçmeyelim. Ancak birlikte olursak her istediğimizi başaracağız ve kazanacağız. Başka bir Fenerbahçe Spor Kulübü yok. Gururlu ve onurluyuz ki Fenerbahçe Spor Kulübü gibisi de yok. Varlıkları ve fedakarlıkları ile hayatına kast edilen ulu çınara, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne sahip çıkan, bu ulu çınarın tek bir yaprağından bile vazgeçmeyen camiamıza şükranlarımızı sunarız.
Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Adına
Yüksek Divan Kurulu Başkanı
Av. M. Şekip Mosturoğlu